1959 yılında Turgutlu’da dünyaya gelen Metin Sert, ilk ve orta öğrenimini de Turgutlu’da yaptı. 1977 yılında Turgutlu Lisesi'nden mezun oldu. 1980'de yüksek öğrenimini bitirdi. Türkçe ve edebiyat öğretmeni olmasına karşın, bu görevini yapma imkânı olmadı. Nedenini ise “12 Eylül rüzgârının çarpması ve önüne çıkarılan engeller” olarak açıklıyor:
“1980 yılı Temmuzunda mezun olduktan sonra, öğretmen olarak tayinimi bekliyordum. Ama 12 Eylül’ün sert rüzgârı beni de bir başka yere tayin etti. Öğrencilerle dolu okul sıralarını beklerken, demir parmaklıklarla tanıştım. Çok sevdiğim ve kutsal saydığım bu mesleğe bundan sonra da dönme imkânım olmadı. Ben de tıpkı 1402’likler gibi görev yapması yasaklanmış, “sakıncalı personel” olarak görülüyordum. Zaten askerliğimi de Uğur Mumcu gibi “sakıncalı piyade” olarak yapmak zorunda kalmıştım…”
Özgürlüğüne kavuştuktan sonra ise, bir süre önüne çıkartılan engellerle mücadele etmek zorunda kaldığını belirten Metin Sert, iş hayatına bir yayınevinde çevirmenlik yaparak başladı. Okuma alışkanlığının giderek kan yitirmeye başlaması nedeniyle kitap sektörünün de krizli bir döneme girmesi sonucu bir ara ticaret yapmayı denedi. “Bu işin bana göre olmadığını zaten biliyordum” diyen Metin Sert, 2 yıllık ticaret deneyiminden sonra, İzmir’de bir dershanede Türkçe ve rehber öğretmeni olarak görev yaptı. 1 yıl sonra, 1993 yılında Turgutlu’ya dönerek, Turgutlu Belediyesinde Kültür İşleri Sorumlusu olarak görev yapmaya başladı.
1995 yılında, siyasi nedenlerle Belediye’den ayrılmak zorunda kaldığını belirten Sert, kültürel ve sanatsal uğraşısını bundan sonra kendi başına ve kişisel çabalarıyla yürütmeye çalıştığını belirtiyor:
“Tüm değer yargılarının alt üst edildiği, insanlık onurunun ayaklar altına alındığı, korkunç bir çürümenin hayatın her alanına yayılıp tüm toplumu kuşattığı bir ortamda, insana insan olduğunu mutlaka bir yolla hatırlatabilmek gerekir. Bunun için de hem değerlerdeki çürümüşlükler, hem de yaşamdaki adaletsizlik ve eşitsizliklerle savaşım vererek, insanca ve onurlu bir yaşamın gerekliliğini anlatabilmenin en iyi yollarından biri; kültür ve sanattır. Çünkü sanatın çok zengin ve etkili bir dili var. Ama bu, bir o kadar da zahmetli ve büyük özveri gerektiren çabalarla yürütülmesi gereken bir uğraş. Hele sanatın içine tükürmenin, hükümet ve devlet adamlarına dalkavukluk etmenin erdem sayılmaya başlandığı bu günlerde…”
Metin Sert, evli ve bir kız çocuğu babası..