| | | | | Saatin çağrısından kaçamayız! | | | | "Saatin çağrısından kaçamayız. Bunu, bize Vietnam yiğitçe öğretisiyle, kesin zaferin elde edilmesi için verilen mücadelenin ve ölümün her günkü trajik öğretisiyle göstermektedir... | | | | Yer kürenin herhangi küçük bir noktasında, çağrıda bulunduğumuz görevi yerine getiren ve verebileceğimiz az şeyi, hayatımızı, fedakarlığımızı kavganın emrine sunan bize, kanımızın suladığı ve artık bizim olan bir dünyada bu günlerden birinde son nefesimizi vermek düşerse, o zaman, eylemlerimizin etki alanını iyi ölçüp biçtiğimiz ve kendimizi büyük proleter ordunun elemanı olmaktan daha fazla birşey saymadığımız, ama Küba Devrimi'nden ve onun büyük kumandanının dünyanın bu bölümüne karşı gösterdiği tutumdan çıkan büyük dersten gurur duyduğumuz bilinmelidir... | | | | Eylemlerimizin her biri emperyalizme karşı bir savaş çağrısı ve insan soyunun en büyük düşmanı Kuzey Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı halklara yapılan bir yoklama çağrısıdır..." |
| |
|
| | | | Ölüm hoş geldi, safa geldi! | | | | | | "Eğer yeryüzünde kan borçlarıyla ve müthiş trajedileriyle, her günkü yiğitlikleriyle, emperyalizme indirdiği bitmek tükenmek bilmez darbeleriyle, dünya halklarının artan nefretlerinin saldırısı karşısında emperyalizmin güçlerini paramparça etmek için bu darbelerin şiddetiyle iki, üç daha fazla Vietnam gün ışığına çıksaydı, gelecek bize nasıl da aydınlık ve yakın görünecekti! Eylemlerimizin her biri emperyalizme karşı bir savaş çağrısı ve insan soyunun en büyük düşmanı Kuzey Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı halklara yapılan bir yoklama çağrısıdır... İnsanlığın kaderi eğer tehlikedeyse, bir insanın ya da bir halkın maruz kaldığı tehlikeler ya da fedakarlıklar ne ifade eder ki. Ölüm, nereden ve nasıl gelirse gelsin! Silahlarımız elden ele geçecekse, savaş sloganlarımız kulaktan kulağa yayılacaksa ve başkaları savaş ve zafer naralarıyla ve de makineli tüfek sesleriyle cenazelerimize ağıt yakacaksa, hoş geldi, safa geldi..." | |
| |
|