Kızılderililer-Müzikleri


Müzikleri


Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir...
Tatanka - Manantial

Kızılderililerin kullandıkları diller incelendiğinde batının "sanat" anlayışını ifade eden eş anlamlı bir kelime bulunamaz. Kızılderililer için sanatın amacı, sadece töresel inançlarını devam ettirmek, atalarına ve diğer kabile üyelerine saygı göstererek onların ruhlarını ve kendi ruhlarını tatmin etmektir. Topraklarına, atalarına ve inançlarına çok bağlı oldukları için bu özelliklerini sanata da yansıtmaktadırlar. Ancak, bu konu farklı bir bakış açısından değerlendirilmelidir.

Eski inançların korunarak yeni nesillere aktarılmasını sağlayan etkinlikler arasında "Pow-wow" adı verilen, genelde bir hafta ya da daha uzun süren toplu kutlamalarda geleneksel kıyafetler eşliğinde şarkı söyleyip dans etmek yer alır. "Pow-wow" terimini incelediğimizde; 'o hayal ediyor, o rüya görüyor' anlamı ile karşılaşırız. İsminden de anlaşıldığı gibi bu törenler esnasında ruhlarla iletişim ve ruhların diyarına doğru bir yakınlaşma söz konusu olur. Müzik ise bunu başarmada en önemli etkendir.

Kuzey Amerika'da Kızılderili müziği genel anlamda fonksiyoneldir, halen günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır ve genelde dini amaçlı kullanılır. Müziğin sihir gücü, onun estetik yapısından daha önemlidir. Genelde beyazların müziğe bakış açısı estetik düzeyde kaldığı için, Amerikan yerli halkı müziği, yıllarca, tıpkı Kızılderililer gibi, beyaz ırk tarafınca hor görülmüş, az ve yanlış tanındığı için küçümsenmiş ve "barbar" insanların garip ve anlaşılması güç ürünleri olarak lanse edilmiştir. Bu tavırlardan dolayı pek çok insan, onların dünyaya bakış açılarını anlayamamış, müziğin dindeki önemini ve günlük yaşamdaki yerini kavramakta zorlanmıştır.

Yerliler müziği sosyal danslara eşlik etmede, oyunlarda, törenlerde kısacası hayatın her evresinde kullanmaktadır. Doğum, evlilik, ölüm ve gömme törenlerinde müzik daima vardır.

Kızılderili için müzik sanat değildir, fakat hayatı ifade etmektir. Bir yerli, kendi kabiliyetini göstermek için şarkı söyleyip dans etmez. Dinleyenleri ve seyredenleri eğlendirmek gibi bir amacı da yoktur. Müziği ve dansı, onun inançlarını ve umutlarını temsil etmektedir. Şarkıların esas amacı, trans haline geçip, ruhların garip diyarına biraz olsun yaklaşabilmektir.

Amerikan yerlileri kendi iç benliklerinden çıkan şarkılara inanırlar ve bunlara itaat ederler. Genellikle halüsinasyon görürken özel bir sebeple şarkılar yaratılır. Rüya şarkıları veya halüsinasyon şarkıları "jimson" otu ve "peyote" kaktüs sularının kullanılmasıyla yaratılır. "Teonanacatl" adını taşıyan bir mantar türü ve "ololiuqui" olarak anılan tohumların kullanımı da yaygındır. "Coca" yaprakları da çiğnenmektedir. Bu bitkiler ve etkileri sayesinde yaratılan şarkılar kişisel hazine gibi algılanır. Şarkıların başkaları tarafından öğrenilmesi istenmez; böyle bir olayın şarkının gücünü azaltacağı düşünülür. Ancak şarkının sahibi ölürken, kabile üyelerinin önünde şarkısını söyleyebilir ve özel bir bağ olarak kalması için şarkısını diğerlerine miras bırakabilir.

Kuzeyde şarkıların söz olarak pek anlamı yoktur ama güneybatıda şiirsel güzellik taşır, doğayı ve onun sonsuz güzelliğini anlatır. Şarkılar kişisel veya kabileye ait olabilir. Şarkılar başkalarına aktarıldığında ise inanca bağlı olarak satılmalı veya alınmalıdır. Satın alınan şarkılar avcının iyi avlanmasını sağlar ve onu yüreklendirmede büyük rol oynar.

Kuzey Amerika yerlilerin müziği vokal ağırlıklıdır. Uzun notalarda Asya'ya özgü duraksamalara rastlanır. En çok rastladığımız ses stili "sert ve titrek" olanıdır. Bu stil, şarkıya renk katmak için kullanılmaktadır. Şarkı söyleme tekniği değişkendir. Yaşanılan bölgeye ve kabileye göre farklılık gösterebilir. Yerliler yüksek sesle şarkı söylemeyi severler. Genellikle beyazlar bu seslerin kulak tırmaladığını ve rahatsız edici olduğunu düşünür. Bazı şarkılar sadece seslerden meydana gelmiştir ve kelime olarak hiçbir anlam taşımazlar. Bazı şarkılar oldukça kısadır ve birçok kere tekrar edilir. Sözler veya heceler, yüksek sesle ve "ciğerden atılırcasına" kuvvetli bir şekilde tekrarlanır. Tam şarkının sona erdiğini düşündüğünüzde, örneğin Kiowa Yuvarlak Dans şarkıları veya Taos Pueblo Dans şarkılarında olduğu gibi, aynı sertlikle şarkının devamı gelir ve dinleyicileri şaşırtabilir. Araştırmalara göre Sioux Kızılderilileri, en yüksek sesle şarkı söyleyenlerdir. Navaho'lar da onlara benzer. Apache ve Pueblo'lar ise normal sayılabilecek tonda fakat Avrupa stilinden çok farklı biçimde şarkı söylerler. Pueblo Kızılderililerinin müzikleri diğer kabilelerle kıyaslandığında fazlaca çeşitlilik göstermektedir. Coğrafi farklılık şarkılara dolaylı olarak yansımaktadır.

Genelde, profesyonel anlamda müzik uzmanları yoktur. Ancak şamanlar müziğe olan katkıları ve yatkınlıkları ile bilinmektedirler. Yerli halka göre, bu kişilerin doğaüstü güçleri müzik ile özdeştir. Şamanların hayatın gizemini çözmede ve hastalıkları iyileştirmede yardımcı oldukları düşünülür. Ayrıca "kurtlar" olarak çağırılan erkek savaşçıların savaş şarkıları büyük önem taşır. Savaşçılar ve onların sevgililerinin birbirleri için söyledikleri bu şarkılar cesareti ön plana çıkarmak için kullanılır. Kadınlar şarkılarını erkekleri için söylerler, onları yüreklendirmek ve destek vermek için mizah yüklü şarkılar yaratırlar. Ayrıca dünyanın her yerinde olduğu gibi anneler bebeklerine ninni söylerler. Şarkıya katılmaları istendiğinde erkeklerden bir oktav daha yüksek sesle söylerler.

 

  

     
Ana SayfaEnstrumanlarıMüzik videoları