Şair Atatürk

Metin Sert

Mustafa Kemal'in kitleleri sarsan ve coşturan çok büyük bir hitabet gücü ve Nutuk gibi dev bir eseri kaleme alabilecek yazarlık yeteneği olduğunu hemen hepimiz çok iyi biliriz. Öyle ki, pek çok özlü sözü çağlar da eçse hiç eskimeyecek gibi görünüyor.

Onun bu çok yönlü kişiliğini daha da renkli kılan bir başka özelliğinden daha söz etmek isterim. Şair yönünden. Şiir de yazdığını, zaman bulamayışı nedeniyle edebiyatla pek uğraşamadığın çok üzüldüğünü bilmeyiz pek çoğumuz.

Genellikle Atatürk'ü belleklerimizde hep asker kişiliğiyle ve Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı sıfatıyla hatırladığımızdan, şair ve edebiyatçı yönünü pek bilemeyiz. Eserinin 75. yaşına bastığı şu günlerin gündeminde, Atatürk'ü bir de bu yönüyle anmak istedim.

"Sanattan ve sanatçıdan yoksun bir toplumun en büyük hayat damarlarından biri kopmuş demektir" diyebilen engin bir görüş, elbette ki sanatın ne olduğunu bilmekten de öte, sanatsal bir uğraş içindeki bir insanın tavrını da yansıtmaktadır. Biliyoruz ki; insan gerçekliğindeki en büyük güzellik sanattır. Ve dünyayı da daha gülünç bir hale gelmekten ancak sanat kurtarabilir. Tüm güzelliklerin vatanıdır sanat...

Geleceğin usta şairlerini yaratmak ve sanata destek olmak amacıyla Atatürk'ün her yıl ödüllü şiir yarışmaları düzenlediğini de biliriz belki. Pek çok ünlü şairimiz işte bu yarışmalar sayesinde edebiyat dünyasına katılmışlar...

İşte Atatürk'e ait olduğu ileri sürülen, bulunabilen tek şiiri:

"Bilinen tarihler söylememiş bunu
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak
Dinleyin sesini doğan tarihin
Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak
Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin
Doğu'dan çıkan biz, Batı'da yine biziz
Nerde olsa kendimizi biliriz
İnsanlar hep kendilerini bilseler
Bilinir o zaman ki, hepimiz biriz
Ey birbirine diş bileyen yığınlar
Ey yığın yığın insan gafletleri
Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde
Dünya o zaman görecek hakikat nerde?
Hakikat nerde?"