Dünya herkesin evidir!

Dünya herkesin evidir


ahmet taner kışlalı

Bugüne dek ne çok savaşa sahne oldu yaşlı dünyamız? Tarih boyunca ne çok savaşlar, kavgalar yaşadı insanlık? Bu kavga hiç durmadı da, yeryüzünde savaşlar hiç eksilmedi. İşte görüyoruz, yeni bir yüzyıla adım atılırken, savaşlar ve kavgalar sürüyor hale daha...

Dünyamızın evrendeki yaşı ne kadardır bilmiyorum. İnsanlığın tarihi ise jeolojik çağlardan bu yana milyon yıllarla anlatılıyor. İnsanlığın yaşamında savaşlar hiç eksik olmamış. Ve günümüzde de savaşlar hala var olduğuna göre; bunu şöyle açıklasak doğru olmaz mı?

Savaşın hep bir mağlubu ve mağlupları vardır. Ama mutlak galibi olmuyor! Yoksa bugün savaşlar olur muydu hala? Ama barışın bir galibi var: İnsanlık ve kardeşlik!

"Hiç bir zafer, amaç değildir. Zafer, ancak kendisinden daha büyük bir amaca ulaşmak için belli başlı bir araçtır. Asıl amaç, düşüncedir. Zafer, bir düşüncenin üretim ve hizmeti oranında bir değer taşır. Bir düşüncenin üretkenliğine dayanmayan zafer, kalıcı olamaz. O boş bir çabadır."

1922 yılında Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal tarafından söylenmiş bu sözler, Kurtuluş Savaşı'nın zaferinden ne anlaşılması gerektiğini tanımlarken...

Kurtuluş Savaşı zafere ulaştı. Ama sanırım Mustafa Kemal Atatürk'ün düşüncelerinin üretkenliğinin ne ölçüde sağlanıp sağlanamadığı veya daha büyük bir amaca ulaşılıp ulaşılamadığı konusu en çok konuşulup tartışılan konu oldu memleketimizde.

Türkiye, hilafet yönetimi ve Osmanlı sarayı yönetiminden geçip de geldi bugüne. Tarihin zorunlu bir akışı bu, bugün ne durumda olunduğu tartışılsa da. Suyun başını tutmak veya akarsuyu tersine akıtmaya çalışmak boşuna. Birikir, taşar, bir sel olur, gürleyip kükreyerek, sürükleyerek akar! Ve aynı nehirde iki defa yıkanılmaz! Yani, tarih geriye doğru yaşanılabilir mi?

Ahmet Taner Kışlalı kimlerce, ne için, ne amaçla öldürüldü? Çeşitli yanıtlar aranmaya, verilmeye çalışılacak kuşkusuz. Failleri bulunsa da, bulunmasa da...

Yeryüzünün cömert toprağı pek çok cana mezar oldu şimdiye kadar. Ama ölüm gülmesini öğretmedi hiç kimseye. Sadece yüreklere acıların tortusunu bıraktı geride.

Bir gerçek kavranamadığı ve ona ulaşılamadığı sürece korkarım cinayet, katliam ve savaşlar insanlığın gerçeği olmaya devam edecek ve barış bir özlem olarak kalmaya devam edecek. Gerçek kurtuluşun ne olduğu kavranamadığı sürece , korkarım insanlık hep büyük yıkımlar yaşamaya devam edecek veya silahların gölgesinde bir barış ve rehin hayatlar yaşamaya mahkum kalınacak.

Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, gerçekle bir gün karşılaşabilmek için önce gözlerdeki gafletten perde yırtılmalı. Ve o zaman anlarız sanırım: Dünya, herkesin evidir!

İnancım odur ki; bulunduğu bataktan dünyayı kurtaracak olan ne şu veya bu ülke, ne de şu veya bu kişidir. İnsanlığı gerçek barışla buluşturacak, aslolan mutlak gerçek kanımca şudur:

Dünyayı sevgi ve kardeşlik kurtaracak!


Yorumlar - Yorum Yaz