Manisa Tarzanı |
Ahmet Kurşun ağabeyimiz Manisa Belediyesinin, kendisini davet ettiği “Çevman Eğitim Projesi” toplantısını köşesine taşımış ve “Manisa Tarzanı” gibi çevrecilere sembol olacak bir şahsiyet Manisa´mızın tarihi mirası içinde mevcut iken, ne Türkçe ne de yabancı dil olmayan uydurma bir mefhumun niye peşinde gidildiğini haklı olarak sorgulayarak, bu organizasyonunu köşesinde eleştirmiş. Biz İstanbul'daki Manisalılar olarak kıymetli dost Gazanfer Sanlıtop ağabeyimizle kafa, kafaya verip bir Manisa Türküsü yazmak istediğimizde; Manisa'nın coğrafyasını, tarihini, kültürünün köşe taşlarını tezekkür ederken, Tarzanımızdan bahs etmeden ve onu “dünyanın ilk çevrecisi” olarak anmadan geçemedik. “Manisa bir efsane” başlıklı şiiri Gazanfer Sanlıtop üstadımız yazdı, bende zeybek havasında, nikriz makamında bir türkü olarak besteledim. Manisa Tarzanı hakkında yazı kaleme almaya kalkıp da, onun hakkında anlatılan hatıralardan birkaçını zikretmeden geçemeyiz; Kurtuluş savaşında, Osmanlı toraklarının içinde olan Arap illerinden iştirak ederek, “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!” emrini veren, o kutlu Komutanın bir neferi olarak, düşmanı İzmir´den denize dökünceye kadar kovalamış. Kızgın küller ve tüten dumanlar içinde gördüğü Manisa´da kalarak, dağ eteğindeki kulübesine yerleşmiş. Ağaç ve yeşilden eser kalmamış şehri, adeta bir ilahi görev üstlenmiş gibi adım, adım ağaçlandırmıştır. Tarzan'ı Manisalılar ya fidan diker iken, ya da elinde su dolu tenekelerle diktiği ağaçları sular iken, öğlen 12.00 de patlayan topu atmak için çarşıdan, dağ kenarındaki kulübesine inip-çıkarken, bayramlarda istiklal madalyası ile dimdik ve gururla resmigeçitlerde yürürken hatırlar. Yaz, kış siyah bir şortla dolaşır. Sadece kışın üzerine bir gazete kâğıdı örter. Çarşı içindeki Dede Lokantası'nda günde yalnız bir övün lük yemeğini yer, ardından mutfağa geçip, bulaşıkları yıkar. Bütün günlük gazeteleri okur. Dağcı gençlerle birlikte Manisa Dağlarını adım, adım dolaşır. Türk Müziğini sever. Sinemaların müdavimidir. Manisalılar sık, sık onu elinde dağ çiçekleri ile görürler. Manisa'nın en güzel kızlarının olduğu evleri bilir. Bu çiçekleri, bu kapılara bırakır veya güzel kızların ellerine verir. Ama hiçbir taşkınlığı veya rahatsız edici davranışına rastlanmamıştır. Geldiği uzak diyarlarda bıraktığı ve kimseye söyleyemediği bir kara sevdalısı olduğu, sevgilisine kavuşamayacağı için memleketine dönemeyip, terki diyar eylediği dilden dile dolaşır. Aşkının hasretiyle güzellere ve güzelliklere meylettiği, kendini tabiata adamış bir meczup olduğu anlatılır. Bu gün Manisa'da kırk yaşını aşmış ağaçların tümü Tarzan tarafından dikilerek, yetiştirildiğini Tüm Manisalılar bilir. Daha yaşarken efsane olmuş bir doğa aşığı ve çevre velisi bu garip adamdan daha gerçek bir ÇEVRE SENBOLÜ bulunamaz. Manisalılar olarak Tarzan ile ne kadar övünsek azdır. Onu anarak ve yaptıklarını yapma gayreti içinde, onu yaşatabilenlere ne mutlu. |
Cemil ALTINBİLEK |
(Manisa Denge Gazetesinin 26.11.2007 günlü nüshasında yayınlanmıştır. Ayrıca www.etvmanisa.com internet sitesinin yazarlar bölümünde mevcuttur.) |
Kaynak: cemilaltinbilek.com |