Mikrobun başı Gutenberg'dir.
Bundan 570 kusur yıl önce, adam kalkmış matbaayı icat etmiş!
İcat edilecek onca şey dururken...
Hadi elin gavuru neyse!
Ya bizim İbrahim Müteferrika'ya ne demeli?
O da şeytana uymuş, elin Almanının icat ettiği bu makineyi 276 yıl sonra da olsa bize getirmiş.
Hem de tüm İslam dünyasında matbaanın yasak olduğunu bile bile!
Şeytana uyduğu buradan belli.
"Müteferrika, böyle bir fenalığı niye yapar" diye içime bir şüphe düşmüştü bir ara.
Bu fenalığı yaptığına göre "bunun olsa olsa kökü dışarıdadır" diye.
Araştırınca da haklı çıkmaz mıyım?
Meğer gerçekten de doğruymuş!
1692 yılında Orta Macar Kralı'nın isyanı sırasında esir alınmış. İslamiyeti de sonradan kabul etmiş. Dilimizi ana dili gibi konuşmayı öğrenmiş. Eğitimli ve kültürlü biri olması nedeniyle de zamanla padişahın hizmetine kadar yükselmiş.
Ama... "Besle kargayı oysun gözünü" derler ya.
Sen kalk, o dönemde matbaayı getir! Münafık ya, ille de bir fenalık edecek işte!
Sonra da neler oluyor bakın!
Abdülhamit devrinde, bizim gazeteciler yok "ıslahat"tır, yok "tanzimat"tır diye tutturuyorlar. Padişahı eleştirmeye filan kalkıyorlar! Efendim neymiş, "Batılılaşma gerekli" imiş filan.
Eh, adam koskoca padişah! Üstelik beri tarafta halifelik de var.
"Şeriat uyguluyorum" anlayışı, "ben ne dersem, ne yaparsam doğrudur" felsefesi egemen.
— Öyleyse, alın size sansür!
Demez mi? Der! Adam koskoca padişah! Hem de babasından miras kalmış....
Ya muhatapları? Biri şair, biri tiyatro yazarı.
Hele de Namık Kemal! Bir ara "Vatan yahut Silistre" diye kafa tutmaya yeltendiği bile söylenir.
Güya yazılarıyla memleketi düzeltecek!
Eh, yolu da böylece bir ara zindana düşer tabii.
Memleketin başında padişah ve de halife varken, sana mı kaldı memleketi düzeltmek?
Yine de kim ne derse desin, mikrobun başı Gutenberg'dir. Matbaayı icat etti diye.
Ama asıl münafık, İbrahim Müteferrika!
Bütün bu gazeteler, dergiler, kitaplar onların yüzünden çıkıyor.
Hatta takvimler bile...
Aklıma gelmişken...
Başucumdaki Saatli Maarif Takvimi, bugün 24 Temmuz günü olduğunu gösteriyor.
Bir de "Bugün basında sansür kaldırıldı" diye yazıyor.
1923 yılının 24 Temmuzunda da yasalaştırılmış.
Bu nedenle 24 Temmuz, her yıl "Geleneksel Gazeteciler günü" diye kutlanıyor.
Teşekkürler Atam!
Hem padişahlığı, hem de sansürü kaldırdığın için...
Günümüzdeki tüm gazetecilerin bu anlamlı gününü kutlarım.
Hem dışarıdakilerin...
Hem içeridekilerin...
Hem de mezardakilerin...