| |||
Yüzyılın dalgası: Ekoloji mücadelesi | |||
| |||
Sürekli tekrarlanan krizi, kapitalizmi bugün doğayı da bir meta gibi gören, sermayenin çıkarı doğrultusunda ticarileştirip yaşam kaynaklarını sömüren ve tüm canlıların ortak yaşam alanlarına vahşi bir saldırganlıkla el uzatan “vahşi kapitalizm” aşamasına getirmiştir. AKP iktidarının izlediği politikadaki çevreye karşı saldırgan tutumu da sermaye düzeninin günümüzdeki bu “vahşi kapitalizm” anlayışının doğrudan yansıması ve hükümet aracılığıyla hayata dayatılmasıdır. | |||
Çaldağı sorunu | |||
Konuyu bir kez daha Çaldağı örneği ile somutlayacak olursak: Örneğin, yer altı zenginliklerinin elde edilmesi küresel sermayenin BOP projesi kapsamında en büyük hayallerinden biri. Özellikle günümüzde bor ve nikeli çok önemsiyor küresel sermaye. Bu nedenle dünyanın en büyük bor rezervine sahip olan Türkiye, nikel madenciliğinde de bir model durumunda. Çaldağı’nda uygulanmak istenen madencilik yönteminin “dünyada ilk kez” uygulanmak istendiği ve Çaldağı’nın European Nickel şirketi tarafından “projenin amiral gemisi” olarak adlandırıldığını hatırlarsak. Bu madencilik yönteminin uygulanması durumunda yaşanacak çevre felaketinin boyutunun ne denli korkunç olacağını bir kez daha belirtmeye gerek var mı? Özetle; bu madencilik yöntemini Türkiye’de uygulamayı başarırlarsa, bu durumda “Biz bu madencilik yöntemini dünyanın en değerli 7 tarım harikasından biri olan Gediz vadisinin göbeğinde uyguluyoruz” diyerek Türkiye’yi referans olarak gösterip, böylece aynı yöntemi dünyanın diğer az gelişmiş ve geri kalmış ülkelerinde de rahatlıkla uygulamaya sokacaklar. Bu bakımdan "Çaldağı direnişi" olarak vahşi kapitalizmin madencilik anlayışı olan vahşi madenciliğe karşı verdiğimiz mücadeleyi “tüm dünya insanlığı adına verilen bir mücadele” olarak tanımlamamız hiç de yanlış değil. Tarih bizlerin omuzlarına böyle bir sorumluluk ve görev yüklemiş durumda. Ve bu görevden de, sorumluluktan da kaçma gibi bir seçeneğimiz de yok! | |||
1. Ege Çevre Kurultayı'nın ardından | |||
Bu nedenle 9 Kasım 2013 tarihinde Turgutlu'da gerçekleştirilen 1. Ege Çevre Kurultayı ve bu kurultay sonrası kamuoyuna açıklanan Sonuç Bildirgesi çok anlamlı. Sonuç Bildirgesi'nde belirtildiği gibi, kurultayda yapılan saptamalar, verilen mesajlar ve alınan kararlar ekoloji mücadelesi için yurt genelinde bir "pusula" işlevi de görebilecek öneme sahip. Çünkü yaşama geçirilmediği, uygulanmadığı sürece alınan her karar sadece kağıt üzerinde bir değer olarak kalır. Önemli olan karar almak değildir. 3-5 kişi ne zaman bir araya gelse her zaman bir takım kararlar alınabilir. Asıl önemli olan; alınan kararları yaşama geçirebilmek için adım atabilmektir. Toplumsal bir hareketi yönetme iddiası taşıyan kişi veya örgütleri dinamik hale getirecek olan özellik de, toplumsal hareket için sinerji yaratılmasını sağlayacak, dolayısıyla yaşama ivme kazandıracak olay da budur... | |||
09 Aralık 2013 | |||