Karanlıkta ıslık çalmayın

 
Karanlıktaki ıslık...
 

Karanlıkta ıslık çalarak yaşanmaz.
Islık çalarak, belki karanlık korkusundan kurtulunabilir. Ama asıl tehlike işte ondan sonra başlar. Karanlık korkusundan bir kez kurtulunca, o zaman karanlıkla birlikte yaşamaya da alışılmış olur.

Peki kendimize nasıl bir yaşamı layık görüyoruz? Karanlıkta mı, yoksa aydınlıkta bir yaşam mı? Seçimimiz aydınlık bir yaşam ise, o zaman karanlıkta ıslık çalınmaz! Asıl yapılması gereken; bir mum yakmak sadece. Bazen zifiri karanlıkta, küçük bir mum ışığı bile pek çok şeyi aydınlatmaya yeter!

Karanlıkta ıslık çalmayın!
Aydınlık için siz de bir şey yapın!
Bir mum da siz yakın!"

 
 

İnsanlar tüm yaşamları boyunca hep hayallerinin ve umutlarının peşinden koşar. Benim de yaşamımda hayaller hiç eksik olmadı. Hayalsiz yaşanmaz çünkü. Ama hiçbir zaman da hayaller peşinden koşmadım. Hayal ile gerçek arasındaki çizgiyi şaşırmadım. Tavrım; her zaman gerçeklere ulaşmak, gerçeklerin peşinden koşmak oldu. 

B
ir kısım hayallerimi gerçekleştirdim. Ama bütün hayallerim tabii ki gerçekleşmedi. Yıkılıp giden, kaybolan hayallerim de oldu. Ama oturup da hayal kırıklıklarım için ağlamadım.
 

G
erçekleştirmek istediğim hayallerimi bir çeşit ideal gibi gördüm. Bu ideallere ulaşmak için çabalarım oldu. Bu nedenle de ideal ve hayal kimi zaman birbirine karıştı. Gerçekleşmeyen ideallerim için “hayalmiş” deyip geçiştirmek, gerçekleşen hayallerime de “benim idealimdi” demek beni rahatlatan bir davranış biçimi oldu.

 
 
Hayatı okuyabilmek