İçimizdeki ışık kararmasın yeter ki

 
Yeter ki kararmasın...
 

Yalnızlık çöküyor üstümüze bazen yoğun bir şekilde. Taşıyamaz hale geliyoruz. Gece gibi, yoğun bir kasvetle çöküverir insanın içine yalnızlık. Paylaşılmadıkça da kolay kolay kaybolmaz kendiliğinden. Yalnızlık duygusu, sığınmacı da yapar insanı. Çoğunlukla da bilinmezliğe doğru bir savruluşla.
Yalnızlıkla baş edebilmenin bir yolu da, yalnızlığıyla iyi geçinebilmesidir insanın. Ama yine de iyi geçineyim derken, insanın en sadık dostu olmamalı yalnızlık. En doğru yol; paylaşmak! Yalnızlık paylaşıldıkça azalır. Sevgi ise paylaşıldıkça çoğalır...
Kuşkusuz ki her insan zaman zaman kendisini yalnız hissetmiş, yalnızlık duygusunun pençesine düşmüştür. Aslında her insan kendi içinde bir parça yalnızdır... İşte bu noktada, yüreklerimizin yarattığı bir başka mucize var: O da dostluk! Geleceğin peşinden soluk soluğa koşan zaman, alaca karanlıkta bir dost bulur da getirir mutlaka, pırıl pırıl bir buluşmaya, yalnızlığı yok etmeye.
Çoğunlukla sakıncalı bir dost olan yalnızlık, paylaşıldıkça görülecektir ki, kimi zaman daha doğru ve daha yeni dostluk kapılarını da açan bir anahtar gibidir. Geceleri karanlık gökyüzünde parıldayan yıldızlar ve gülümseyen ay gibi. Ya da koca bir dağın ardından, bulutların arasından sıyrılıp da sizi selamlayan güneş gibi... Ve birdenbire tüm kara bulutları dağıtabileceğini ayrımsar insan o anda.
Yeter ki, içimizdeki ışık kararmasın...

 
 
 
Karanlıktaki ıslık
 

Yorumlar - Yorum Yaz