VAHŞİ MADENCİLİĞE HAYIR! |
Vahşi madenciliğe karşı mücadele geliştirilmeli |
Çaldağı’ndaki İngiliz Sardes şirketi için Çevre ve Orman Bakanlığı’nca verilen “orman tahsis izninin iptali”ne ilişkin Manisa İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu karar, oldukça sağlam temellere dayalı olarak verilen bir karar. Ayrıca diğer benzer sorunları yaşayan bölgeler için de bir örnek ve emsal oluşturabilecek nitelikte. Bu nedenle bu sonuç diğer bölgelerdeki çevrecilerin mücadelesine de katkı sunabilir. ahkemenin verdiği bu karar, özellikle şu aşamada hem moral açısından, hem de çevreci mücadelenin hukuksal dayanaklarının daha da sağlamlaşması açısından çok anlamlı bir gelişme oldu. Katkısı olan ve emeği geçen herkes bu nedenle çok mutlu… Öte yandan, AKP'nin Anayasa tasarısı eğer referandumda evet alırsa, bu da herşeyin yeniden başlayacağı anlamına gelebilir. Çünkü AKP, hazırladığı anayasa tasarısının bir bütün olarak halka sunulması amacında. Dolayısıyla bu mücadele hem yeni madencilik yasasına, hem de AKP anayasasına karşı bir boyut ve derinlik de kazanmak zorunda. Görünen o ki; ülkemizde “insana ve çevreye saygılı, doğal varlıklarımızı ve güzelliklerimizi koruyan bir madencilik” anlayışını içeren bir madencilik yasası çıkarılana kadar, çevrecilerin mücadelesi kesintisiz ve sürekli bir mücadele olmak durumunda. Bu nedenle, vahşi madenciliğe karşı mücadele, Manisa İdare Mahkemesi’nin Çaldağı için verdiği bu karardan alınan moral ve hukuksal destekle daha da geliştirilmeli… |
'Soygun yasası'ndan 'yağma yasası'na |
Bizim gibi ülkelerdeki madencilik yasalarının anlam olarak açılımını yaparsak şöyle yapmak gerekli: Bizim gibi ülkelerde madencilik yasaları; genellikle yabancı devletlerin ve emperyalist şirketlerin yeraltı zenginliklerimizi soyup sömürmesinin yasal hale getirilmesi şeklinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla mevcut madencilik yasasını "soygun yasası" diye tanımlayabilmek mümkün. Maden şirketlerinin büyük umutla bekledikleri "Yeni Madencilik Yasası" ise, önlerindeki tüm hukuksal engellerin de kaldırılmasını ve tüm mahkeme kararlarını by-pass etmeyi amaçlayan bir tasarı olarak tanımlanırsa, mevcut madencilik yasasını bile mumla aratacak bir "yağma yasası" diye nitelendirmek gerekebilir. Kısacası, bu yeni madencilik yasası her haliyle "emperyalizmin yeraltı zenginliklerimizi yağmalamasını yasallaştıran bir düzenleme" diye tanımlanabilir. Bu yağmalama da, çevresel kaygılarla tanımlandığında tam bir "çevre talanı" anlamına geliyor ve daha vahim hale gelebilecek büyük çevre katliamlarına korkunç bir vize de veriliyor. Çaldağı Türkiye'dir! |
Okumak için tıklayınız: Bir duruşmanın ardından İlk meşale Çaldağı'nda yakıldı |
|
| |||||||||