Cinnîler | ||
"Cinni”sözcüğünün ansiklopedik veya sözlük anlamı, “cinlere mensup” ya da “cinlerle ilgili” demektir. (Meydan Larousse, Cilt: 2, Sf: 954) “Cinci” sözcüğü ise, sonradan uydurulmuş ve yakıştırılmış bir sözcüktür. Felsefeciler ve büyük din bilginleri, “cinci” sözcüğünün özellikle bir takım din bezirganları ve şarlatanlar tarafından uydurulduğunu kabul etmektedir. “Cinni” sözcüğü ile “cinci” sözcüğü, bu nedenle yukarıdaki anlamlarından da anlaşılabileceği gibi, birbirinden çok farklıdır. Eski Türklerde, “akıl ve zeka”nın sembolü olarak kullanılan “cin” sözcüğünden türetilmiş olan “cinni”, bir ünvan olarak kullanılan bir sözcüktür. Örneğin; en eski Türklerde, Şamanizm döneminde, Çin ile bu ülkeye sınır olan Türk insanları arasında, “cinni” sözcüğü, “hem ulu bir hekim, hem de aynı zaman da ulu bir bilgin” konumunda olan insanlar için bir ünvan olarak kullanılırdı. Yani; bu unvan bu iki özelliği birden aynı anda taşıyan kişilere verilebilirdi ancak... | ||
Atalarının taşıdığı “İbn-i Cinni” ünvanını ve bu ünvanın nereden geldiği ve nereden kaynaklandığını merak eden Op. Dr. M. Niyazi Dinçsoy da, “ibn” sözcüğünün Farsça ve Osmanlıca anlamının “oğul” olmasından yola çıkarak, bu konuda bir araştırma yapmaya koyulur. Bu arada babası İbn-i Cinni İsmail Hakkı Bey’in (Cinni Hoca) arşivinden yararlanarak kendi soy ağacını da çıkaran Op. Dr. Dinçsoy, bu amaçla 1965-66 yıllarında Suudi Arabistan’a, 1967-68 yıllarında Irak’a gider. 1973 yılında da İran ve Çin’e giden Op. Dr. M. Niyazi Dinçsoy’un, atalarının taşıdığı bu ünvanın anlamı konusunda ulaştığı bilgi, eski Türklerde “Cinnı”, Çin tarihinde de “Cing ci u” (okunuşu "cinci" şeklinde) olarak kullanılan bu ünvanın “hem hekim, hem de ulu bilgin” olanlar için kullanıldığını, sonradan da İslami etkiler ve Arap kültürünün etkisi, İran üzerinden gelen ağız ve lehçe özellikleri dolayısıyla “Cinni” haline dönüştüğünü saptadığını açıklar. (Yöremizin Tarihinde Turgutlu’nun Dramı ve Mustafa Kemal Atatürk, Sf: 2) | ||
Emeviler döneminde yaşayan Cinni’ler | ||
Ebu’l Hasan: Babası Salih başta olmak üzere, “Ebu İshak”, “Amr İbn-i Dinar”, “Abdullah bin Muhammed bin Akıl”, “Abdüzaziz bin Refi”, “Muhammed bin Amr bin Akaame”, “Said bin Ebu Urve” ve daha bir çok zevattan Hadisi Şerifler yorumlamıştır. Ayrıca, “İbn-i Mübarek”, “Humeyd bin Abdurrahman er Revasi”, “Veki bin Cerah” gibi bilginleri yetiştirmiştir. Kaynaklar: (Emeviler dönemindeki bu "cinni"lerin adları aşağıdaki eserlerde yer almaktadır) | ||
| ||