Gerçi 28 Şubat olayı onun Başbakanlığı döneminde tarikat liderlerinin onuruna Başbakanlık Konutu’nda verdiği iftar yemeğinin sonrasına rastlar ama… Olsun! Demek ki, Türkiye’de laikliğin kurtuluşu için bu “muhterem şahıs”ın yeniden siyaset sahnesine dönmesine ihtiyaç varmış. Eski talebesi şimdi Başbakan oldu ve devletin tepesinde. O “muhterem”in kendisine ise böyle “tek başına bir iktidar” hiç nasip olmamıştı. Şimdi ise, emanetini talebesinden geri almak üzere, yeniden meydanlara çıkacakmış bizim “muhterem”. Hem de bu kez, sadece batı taklitçilerine değil, kendi taklitçilerine karşı da vatandaşı uyaracakmış… Yaşı yetmişi geçmiş bizim muhteremin, ama daha işi bitmemiş. Hatırlarsınız, iki ay önce bir kısım taraftarı tarafından “peygamber” bile ilan edildi bizim muhterem şahıs! Dolayısıyla, bu kezki dönüşü daha muhteşem olacak. Bu memlekette dini ilk kez siyasete sokan şahıs kendisiydi. Hatta “takiyye ustası” olarak da bilinir kendileri. Hani hep “Çocuğa aspirini çukulatanın içine saklayıp da vereceksiniz” diye öğüt verirdi ya. Şimdiki “takiyyecilere” de bu yüzden hep kızıp duruyormuş. Bu yüzden yeniden meydanlara dönmeye karar vermiş bizim “muhterem”. Hem artık sadece “mucit” veya “mücahit” olarak da değil, kimilerinin gözünde bir “peygamber”dir de artık. Yeniden siyasetin içine giriyor işte. Bir “kurtarıcı” sıfatıyla hem de. “Bu memleketi AKP’nin elinden ancak ben kurtarabilirim” diyerek. Bu kez sadece “batı taklitçileri”ne karşı değil, “kendi taklitlerine”, AKP’ye karşı da uyaracakmış milleti, “Benim taklitlerimden sakının ha” diye... Bu kez “kurtarıcı” olarak sahneye çıkıyormuş Erbakan. Halkımızı sefaletten, memleketi esaretten, devleti de takiyyecilerden o kurtaracakmış… Haberi duyduğumda birdenbire tuhaf bir efkar bastı. Pek yakında yeniden siyasete dönüyormuş ya “muhterem”. Laikliği kurtarmak artık Erbakan’a kalmış ya!... Tıpkı Demirel’in de yeniden meydanlara döneceğini duyduğum günkü gibi, müthiş bir efkar bastı gönlümü… Bu akşam oturup Türkiye’nin haline ağlayacağım... |