Günahları artınca... | |||||
1996 yılında, Refahyol Hükümeti işbaşında, Erbakan da başbakandı. 1996 yılına yeni projelerle girmişti Refahyol Hükümeti. Bir önceki hükümetin başbakanı olan ve şaibeli "örtülü ödenek davası" nedeniyle Yüce Divan'a çıkması beklenen DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ile yapılan koalisyon, Çiller'in Yüce Divan'dan kurtarılması pazarlığı üzerinde sağlanan bir anlaşmayla tatlıya bağlanıyor, Çiller Yüce Divan'dan kurtarılıyor, Erbakan da Başbakanlık koltuğuna oturuyordu. Kurulan koalisyonu ve kendisinin Başbakanlığını TV'de düzenlenen açık basın toplantısında, bir eliyle de Çiller'in elini havaya kaldırıp aynen şöyle duyuruyordu Erbakan: "Kızımız şimdi sütten çıkmış ak kaşık gibi oldu..." Ne bir eksik, ne bir fazla, aynen böyle... Sonrasında Erbakan'ın bir girişimine tanık olduk. Erbakan'ın başbakanlığındaki Refahyol Hükümeti tarafından Türkiye'nin en büyük projesi olarak tanıtılan bu proje, İstanbul Taksim meydanına ve Ankara'daki Çankaya'ya büyük birer cami yaptırılmasıydı. Bu konunun aylarca ülke gündemini meşgul edip, nasıl yoğun tartışmalara sahne olduğunu bugün hatırlıyorum hala... "Camiler Haftası" dolayısıyla düzenlenen bir etkinlik sırasında, eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz ise bakın ne demiş o günler öncesinde. Anlamlı bir çağrıda bulunan Yılmaz'ın konuşmasındaki bazı sözleri aktarıyorum. Gereksiz cami yapımından vaz geçilip, diğer Türk cumhuriyetleri veya Bosna-Hersek ve cami bulunmayan diğer Türki cumhuriyetlere cami yapımına önem verilmesine dikkat çekiyor. Nasıl ki beş kere hacıya gidene beş kere hacı denmiyorsa, ihtiyaçtan fazla cami yapılmasının da anlamsız olduğunu vurgulayan Yılmaz, Türkiye'de büyüklü küçüklü cami sayısının 100 bini geçtiğini söylüyor. İstatistiklerin her yıl 1000-1500 caminin açıldığını gösterdiği Türkiye'de, Diyanet İşleri Başkanı'nın , hem de "Camiler Haftası"nda yaptığı bu çağrı ve uyarı elbette çok anlamlı. Ama o Diyanet İşleri Başkanı M. Nuri Yılmaz, AKP Hükümeti döneminde üzerindeki yoğun baskılara daha fazla dayanamadığını söyleyip görevinden üzülerek ayrıldığını vurgulayıp istifa etti. Kendi deyimiyle ise, istifa etmeye zorlanmıştı. Şimdi Refahyol dönemine bir daha bakıyoruz. Skandallarla dolu bir süreç. Bosna'ya yardım adı altında halktan toplanan paraların nasıl birilerinin cebine indirildiğini ortaya koyan bir Mercümek skandalı ortaya çıktı. Tıpkı bugünkü Deniz Feneri olayında olduğu gibi. Sonra... Halkın 11 trilyonunun nereye gittiğinin hesabını veremeyen Erbakan ve 70 RP'li yolsuzluk ve vurgun davası dolayısıyla yargı karşısına çıktı. Ve Kasım ayına doğru girilirken, birden bire ülke gündemine gelen bir haber: "Erbakan'ın rüyası gerçekleşiyor" mansetleriyle verildi! Haberin konusu, Çankaya'ya büyük bir cami yaptırılacağı. Tabii cumhurbaşkanının desteği ve AKP iktidarının teşviki ile.. Haberi daha duyar duymaz elimde olmadan kahkahayı patlattım. | |||||
21 Ekim 2009 | |||||